Türkiye’de Isçi Sendikaları: Tarihçesi, Gelisimi ve Önemi Stj. Av. Mısra SARICA

Sendika Kavramı ve Önemi
Sendika, kökeni Roma ve Yunan hukukuna dayanan bir terimdir ve isçi ve isveren
birligini temsil eden kuruluslar olarak günümüzde büyük bir öneme sahiptir. Isçi
sendikaları, toplu is sözlesmeleri ve grev haklarıyla, ekonomik ve sosyal hayata etki eden
önemli aktörlerdir.
Sendikalar, sosyal devlet anlayısının temel bilesenlerinden biridir. Anayasal ve yasal
çerçevelerde belirlenen görev ve yetkileri sayesinde, iskollarında sosyo-ekonomik etki
yaratırlar. Aynı zamanda, devletin karar alma süreçlerine de katkıda bulunarak kamu
yönetimine katılırlar.
Batı ülkelerinde sendikaların güçlü bir örgütlenme yapısına sahip olması, onların sosyal
adalet ve demokratik süreçlerdeki rolünü pekistirmektedir. Türkiye’de de sendikaların üye
sayısının artması ve bilinçli bir yapı kazanması, sendikal hakların güvence altına
alınmasıyla mümkündür. Ancak, Türkiye’de sendikalı üye sayısının zamanla azalması,
isçilerin üyelik güvencelerinin yetersizligiyle baglantılıdır.
Yapılan yasal düzenlemeler ile, isçilere belirli ölçüde üyelik güvencesi saglanmalı ve
sendikal örgütlenmeyi desteklemek amaçlanmalıdır. Demokratik toplumların örgütlü
yapısı içinde sendikaların rolü büyüktür; isçilerin haklarının artırılması ve sosyal adaletin
saglanması açısından kritik bir yere sahiptirler.
Tarihsel Arka Plan
Türkiye’de isçi sendikacılıgı, 19. yüzyılın sonlarına kadar uzanır. Osmanlı Imparatorlugu
döneminde, sanayilesmenin baslamasıyla birlikte isçi hareketleri ortaya çıkmıstır. Ilk isçi
örgütleri genellikle küçük ve yerel düzeyde faaliyet göstermekteydi. 1909 yılında kurulan
Osmanlı Ittihadı Isçi Sendikası, bu dönemdeki en önemli girisimlerden biridir.
Cumhuriyetin ilanıyla birlikte, isçi hareketleri daha örgütlü bir yapı kazandı. 1920’lerde
sosyalist ve komünist hareketlerin etkisiyle birçok sendika kuruldu. 1936’da kabul edilen
3008 sayılı Is Kanunu ile sendikaların yasal temelleri atıldı. Ancak, sendikal hareketler,
siyasi ve sosyal dalgalanmalarla sürekli olarak etkilendi.
1960’lar ve 1980’ler: Sendikacılıkta Dönüm Noktaları
1960’lar, Türkiye’de isçi sendikalarının en güçlü dönemlerinden biriydi. 1967’de kurulan
Türk Is, Türkiye’nin en büyük sendika konfederasyonu haline geldi ve isçi sınıfının
temsilcisi olarak önemli bir rol üstlendi. Bu dönemde, isçilerin toplu sözlesme ve grev
hakları gibi kazanımları arttı. Isçi hareketleri, toplumsal ve siyasi degisimlere de etki etti;
bu da isçi sınıfının siyasal alandaki varlıgını güçlendirdi.
Ancak, 12 Eylül 1980’de gerçeklesen askeri darbe, sendikacılıgı derinden sarstı. Birçok
sendika kapatıldı, liderleri tutuklandı ve sendikalar üzerindeki baskılar arttı. Bu durum,
sendikaların gücünü önemli ölçüde azalttı ve isçi hakları konusunda geri adımlar
atılmasına yol açtı.
1990’lar ve Sonrası: Yeniden Dogus
1990’ların basında, siyasi atmosferin degismesiyle birlikte isçi sendikaları yeniden
yapılanmaya gitti. Özgür sendikacılık anlayısı ön plana çıktı ve yeni sendikalar kuruldu.
DISK, bu dönemde yeniden güç kazanarak, sosyal demokrat ve sol ideolojilere sahip
isçilerin temsilcisi oldu. Kamu sektörü isçilerinin sendikalasması da bu dönemde hız
kazandı; bu, kamu hizmetleri alanında önemli bir dönüsüm sagladı.
Mevcut Durum

  1. Sendika Yapılanması
    Türkiye’de farklı sendika konfederasyonları bulunmaktadır. Bunlardan bazıları:
    Türk Is: En büyük konfederasyon olarak, isçilerin ekonomik ve sosyal haklarını
    savunmayı amaçlar.
    DISK: Daha solcu bir yaklasıma sahip olan DISK, sosyal adalet ve esitlik konularında
    daha radikal durus sergilemektedir.
    Hak-Is: Genellikle muhafazakâr bir yaklasım benimser ve sosyal diyaloga önem verir.
    Bu konfederasyonlar arasındaki rekabet, isçi hareketlerinin dinamizmini artırsa da, bazen
    bölünmelere ve gücün dagılmasına yol açabilmektedir.
  2. Sendikaların Isleyisi (Organları)
    Sendikalar ve Toplu Is Sözlesmesi Kanunu’nda isçi ve isveren kuruluslarının isleyisiyle
    ilgili zorunlu organları belirtilmis ve organlara iliskin ayrıntılı düzenlemelere yer
    verilmistir. Bu anlamda, Dernekler Kanunu’ndaki üç zorunlu organa karsılık, Sendikalar
    Kanunu’nda “zorunlu organ” sayısı dörde çıkarılmıstır. Bunlar “genel kurul”, “yönetim
    kurulu”, “denetleme kurulu” ve “disiplin kurulu” dur. Kanun, ayrıca sendika tüzügünde
    gösterilmek sartıyla, ihtiyaca göre “yürütme komitesi”, “icra kurulu”, “baskanlar kurulu”
    gibi “istege baglı (ihtiyari) organlar” da kurulabilecegini öngörmüstür. Ancak, istege baglı
    organlara zorunlu organların “görev ve yetkileri” hiçbir sekilde devredilemeyecektir.
    Organların seçimi “serbest, esit, gizli oy, açık sayım ve döküm” esaslarına ve “tüzük
    hükümlerine” göre “yargı gözetimi altında” yapılır.
    Sendikaların Rolü
    Sendikalar, isçilerin haklarını savunmanın yanı sıra, toplumsal adalet, insan hakları ve
    esitlik gibi konularda da aktif bir rol oynamaktadır. Toplu is sözlesmeleri, sendikaların en
    önemli faaliyetlerinden biridir. Bu süreçte sendikalar, isverenlerle müzakere ederek,
    isçilerin ücretlerini artırmayı, çalısma kosullarını iyilestirmeyi ve sosyal hakları korumayı
    hedefler.
    Sendikalar, ayrıca egitim programları ve sosyal etkinliklerle üyelerini bilinçlendirmeye
    çalısmaktadır. Bu, isçilerin hakları konusunda daha bilinçli olmalarını saglamaktadır.
    Sendikalasma oranı
    Türkiye’de isçi sendikalasması oranı, Çalısma ve Sosyal Güvenlik Bakanlıgı’nın
    verilerine göre 2003 yılında %57.5 iken 2014 yılında %9.68 oranına kadar düstü.
    OECD’ye göre ise sadece %4.5 oranındadır ve OECD ülkeleri arasında en düsük
    seviyededir. 2022 yılında yayınlanan Çalısma ve Sosyal Güvenlik Bakanlıgı verilerine
    göre sendikalı isçi sayısı 2.189.645 oldu ve sendikalı çalısan oranı Ocak 2022 itibarıyla
    %14.32’ye ulastı. Bu oran Avrupa’da ortalama %25-30 arasındadır.
    Zorluklar ve Elestiriler
    Türkiye’de isçi sendikaları, çesitli zorluklarla karsı karsıyadır:
    Sendikal Baskılar: Isverenler, sendikalasmayı engellemek için çesitli baskı yöntemleri
    kullanmaktadır. Isçilerin sendikalara katılması durumunda isten çıkarma veya çesitli
    cezalarla karsılasmaları sıkça rastlanan bir durumdur.
    Yasal Engeller: 2012’de yürürlüge giren bazı yasalar, grev ve toplu is sözlesmesi
    haklarını kısıtlamaktadır. Bu durum, isçilerin örgütlenme özgürlügünü ciddi sekilde tehdit
    etmektedir.
    Kapsayıcılık Sorunları: Sendikaların, kadın isçiler, genç is gücü ve kayıt dısı çalısanlar
    gibi gruplara ulasma konusundaki eksiklikleri, sendikaların genel etkisini azaltmaktadır.
    Gelecek Perspektifi
    Türkiye’de isçi sendikalarının gelecegi, bir dizi faktöre baglıdır:
    Küresel Ekonomik Kosullar: Globallesme, isçi sendikalarının uluslararası isbirligine
    yönelmesini zorunlu kılmaktadır. Bu, yerel isçi hareketlerinin güçlenmesine katkı
    saglayabilir.
    Dijitallesme: Çalısma hayatındaki dijital dönüsüm, sendikaların yeni stratejiler
    gelistirmesini gerektirmektedir. Uzaktan çalısma ve esnek çalısma düzenleri, sendikaların
    üyeleriyle olan baglarını yeniden düsünmelerini gerektirecektir.
    Genç ve Kadın Is Gücü: Sendikaların, genç ve kadın is gücüne yönelik daha kapsayıcı
    politikalar gelistirmesi, gelecekteki sürdürülebilirlik açısından kritik öneme sahiptir. Bu
    grupların sendikalar içindeki temsilinin artırılması, isçi hareketlerini güçlendirebilir.
    Sonuç
    Türkiye’de isçi sendikaları, tarihsel süreç içinde önemli mücadeleler vermistir. Bugün,
    hem sosyal hem de ekonomik alanda kritik bir rol oynamaktadırlar. Ancak, karsılastıkları
    zorluklar, sendikaların etkinligini azaltmakta ve isçi haklarının korunmasında engeller
    olusturmaktadır. Gelecekte, sendikaların daha kapsayıcı, yenilikçi ve güçlü bir yapıya
    kavusması, hem isçi haklarının korunması hem de sosyal adaletin saglanması açısından
    büyük önem tasımaktadır.
    Stj. Av. Mısra SARICA
    KAYNAKÇA
    https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2576176
    https://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiye%27deki_sendikalar_listesi

About the author: admin